13 Ocak 2017 Cuma

Insan öğreniyor

Trump projesinin o fantastik dünyasında her gün neredeyse farklı bir şey öğreniyordum.  Avm nin elektrik akımının insan vücuduna ne kadar zararlı olduğunu da anladım.  Nedense sadece bana dokunuyordu.  Sanırım beyaz türk değilim diyeydi:)

Son dönemlerde müdürümün kişisel hayatındaki zorlukları üzerimde test ettiği bir dönem yaşamaya başladım.  Şimdi çok daha net anlıyorum ki bu sürece çok bile dayanmasım.  O günlerde aldığım farklı bir iş teklifini değerlendirmek cazip gelmişti.  Aslında çok saçma ve aptalca idi. Sibirya üzerinden tr ye kereste ithal etmek isteyen çakma rus bir Karadeniz kacaginin İstanbul'daki ofisinde duracaktim.  3 ay boyunca bomboş bir ofise gidip geldim. Sonrasında da çay bardağimin kirlisini haftasonu masada bıraktım diye işten atıldım.
Aldığım büyük dersi anlatmak için sanıyorum ayrıca bir blog açmam lazım.

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmustum. Başından beri verdiğim kararın hatalı olduğu apaçık ortadayken yinede hamlemi yapmıştım. Çok sevdiğim ve fikirlerine değer verdiğim bir arkadaşım aracılığıyla girmiştim bu işe ama şimdi ortada kalmıştım.
 2013 yılı yaz baslangiciydi.  Öğrendiğim bir şey daha vardı ki özel hayatı iyi olmayan yani aile düzeni doğru olmayan insanla calisilmazdi. O insanlar cevresindekilerinde hayatlarını bozardi.

Sonraki 3 ay iş aramaya başladım.  Evimde oğlum 1 yasa girecekti. Benim için yediğim kazık üzerinde zorlu günler başlıyordu. 

9 Ocak 2017 Pazartesi

Ne çalıştım hee

Trump projesi benim kişisel anlamda da kariyer anlaminda da aslında ne istediğimi anlamamı sağladı.  Çevre beyaz türkler ve kendini öyle sananlarla doluydu. Yaptığımız işler çok keyifliydi ama bence kapitalizmin değirmenine şu tasiyorduk. Perakendenin marketinginde olmak için fazla muhafazakar ve homofobiktim.  Hayatimda ilk kez fazla erkek olduğum için farkediliyordum.

Bir başka hayatı teşekkürü de orada yoneticim olan kadına ediyorum!!

Bana o zaman zarfında kanırta kanırta bu gerçekleri söylediği için.  :)

Avm lerde çalışanlar modern çağın köleleri.  Gerçekten çok çalışırlar. Ama ortada hiçbir şey yoktur.  Sahipleri olan sepet ortalama raporları kadar mutlulukları köpüktür.

Nede olsa iyi maaş alan makyajlı topuklu ayakkabılı esirler.

Dedim ya çok şey öğrendim.  Buraya ait olmadığımı anladığım da kurtulmam için ilk bulduğum umut trenine  bindim. Neyse ona sonra geleçekim.

Avm sektörünün zihnime uyandırdığı birşey de milli ve dini damarlarım.  Kimsenin dinle falan zorunlu olmasından bahsetmiyorum Ama kendi insanından bu kadar kopuk bir sektör de olamaz.  Sanki avm de çalışan herkes londrada doğmuş.  Lc w gerçeğini avm den kabul etmişsin kendine söyleyemiyorsun.  Metrobusten millet inin gelin diye tünel açmışsın içeride gymborre var GAP var.

O büyük işleri yapan profesyonellerin bende bir farkı olmadığını burada gördüm.  Burada yaşadıklarım ve tanıdığımono insanlar bana çok güzel ders oldu. Hatta bu yılbaşı iki kişiye UNICEF sosyal sorumluluk projesi için iyilik ajandası yolladım.

Ne kadar da beyaz türk  işi değil mi :)

Öncesinde çalıştığım yurdum insanı yerlere göre burası daha da eğitti. Ama asıl sopayı daha yememiştimmm





7 Ocak 2017 Cumartesi

Ve yeniden...

Bugün 6 Ocak 2017...
Nasıl da geçiyor zaman...
Bu bloga ilk girdiğimde 2009 yiliydi.  Hayatin dönüm noktasının ne zaman olduğunu bilmek mümkün değil.
O zamanlarda farklı bir blog ismiyle paylaştığım yazılar vardı.
Sonra ne mi oldu ?

Kapıldık hayatın akışına...
Ve aradan geçen 8 seneye bugün itibariyle 2 evlat sığdı.

Bu yazıyı bir hastananenin bekleme salonundan yazıyorum.  Üzerimde tatlı bir yorgunluk . Uyku özleminde gözlerim.

Ama keyfim iyi. Oğullarım sağlığı eşimin sağlığı yerinde.
Geriye dönüp baktığımda 2009 senesinden bu yana iş ve özel hayatımda çok fazla değişiklik oldu. 2009 da çalıştığım vakiftaki işimden 2010 yılı sonunda askere gitmek üzere ayrıldım. Aralık 2010 da askere gittiğimde artık sözluydum. Eşimle tuyap kitap fuarinda tanışmış ve birbirimizi sevmiştik. 2011 eylül ayında evlendim.
Sonrasında Okyanus kolejlerindeki kurumsal iletişim ekibine dahil oldum. Hayatimda unutmadigim iyilikler var. Bunlardan biri de yeniden Okyanus a tekrar dahil olmama vesile olan pinar abladir.

İyilik yapanlar mevzusuna tekrar geleceğim.


2011 ve 12 yillari Okyanus kolejinin büyümeye devam ettiği zamanlar oldu. Ama yapmak istediklerim hayallerim beni sabah uyandıran şeyler bunlar değildi. Bu arada 2012 inin sonlarında oğlum doğmuştu ve ben doğumundan 1 ay önce artık doğan grubunun gayrimenkul projesi Trump towers da pazarlamada çalışmaya başlamıştım.  Burada geçireceğim 1 yılı aşkın sürede gelecekte hep hatırlayacağım kişi ve olayları yasayacaktim.